Araştırmacılar, fosilin Edmontosaurus türüne ait olduğunu belirledi. Bu otçul dinozor, 73 milyon yıl önce Triceratops ve T. rex ile aynı dönemde yaşamış, 12 metre uzunluğa kadar büyüyebilen bir hadrozor türüydü.
Fosilde hidroksiprolin amino asidi izlerine rastlandı. Hidroksiprolin, kolajenin temel yapı taşlarından biri ve genellikle kemik dokularında bulunuyor. Bilim insanları, bu maddenin varlığını doğrulamak için çapraz polarize ışık mikroskobu da dahil olmak üzere üç farklı analiz yöntemi kullandı.
Liverpool Üniversitesi’nden malzeme bilimci Steve Taylor, “Bu çalışma, fosillerdeki organik moleküllerin gerçekten var olduğunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtlıyor” dedi.
Daha önce 2007 yılında bir T. rex’in kol kemiğinde ve 2009 yılında bir hadrozorun bacağında kolajen tespit edilmişti. Ancak bu bulgular bazı bilim insanları tarafından reddedilmiş ve fosilleşme sürecinin tüm organik yapıları yok etmesi gerektiği öne sürülmüştü.
Ancak bu yeni çalışma, fosilde bulunan hidroksiprolin dizilerinin çok kısa ve düşük yoğunlukta olduğunu gösterdi. Eğer fosildeki kolajen sonradan bulaşan bir madde olsaydı, amino asit dizileri eksiksiz olurdu.
FOSİLLER YENİDEN İNCELENEBİLİR
Araştırmacılar, eski fosil kayıtlarının yeniden analiz edilmesi gerektiğini düşünüyor. Taylor, fosil örneklerinde uzun süredir kullanılan çapraz polarize ışık mikroskobunun daha önce gözden kaçan kolajen izlerini ortaya çıkarabileceğini belirtti.
Taylor, “Bu buluş, dinozorlar hakkında bilinmeyen bağlantıları keşfetmemize olanak sağlayabilir” diye ekledi.
Ayrıca, bilim insanları modern hindi ve sığır kolajeni üzerinde yaşlandırma deneyleri yaparak dinozor fosilindeki izlerle karşılaştırdı. Sonuçlar, fosildeki izlerin modern kaynaklardan kontaminasyon olmadığını doğruladı.
Bu keşif, organik moleküllerin milyonlarca yıl boyunca nasıl korunduğuna dair büyük soruları gündeme getiriyor. Fosillerdeki proteinlerin varlığı, biyolojik materyallerin düşünüldüğünden çok daha uzun süre dayanabileceğini gösteriyor.
