Uzmanından kritik uyarı: ‘Akdeniz diyeti kanser riskini yüzde 20 azaltıyor’

Beslenme Uzmanından Kanserden Korunma Önerileri

Beslenme Uzmanı Diyetisyen Çisem Gündüz, Ulusal Kanser Haftası’nda yaptığı açıklamada, beslenme alışkanlıklarının ve yaşam tarzının kanserin oluşumundaki etkilerine dikkat çekti. Dünya Kanser Araştırma Fonu (WCRF) ve Amerikan Kanser Araştırmaları Enstitüsü (AICR) verilerine göre, kanser vakalarının %30 ila %50’sinin önlenebilir olduğunu belirtti. Gündüz, beslenmenin kanserin önlenmesindeki önemine vurgu yaptı.

AKDENİZ DİYETİNİN KANSERE ETKİSİ

Harvard Tıp Fakültesi verilerine göre, Diyetisyen Gündüz, günlük en az 400 gram sebze ve meyve tüketiminin mide ve kolon kanseri gibi türlerden korunmaya yardımcı olduğunu ifade etti. Akdeniz diyetine uymak, toplam kanser riskini %10 ila %20 azaltabilir. Bu diyetin antioksidanlar, inflamasyonu azaltan bileşenler ve lifli besinler içermesi kanserin önlenmesinde etkili olabilir.

Tam tahıllar, kuru baklagiller ve sebzelerin yüksek lif içeriği, özellikle bağırsak kanserine karşı koruyucu olabilir.

DÜZENLİ EGZERSİZİN ÖNEMİ

Gündüz, fiziksel aktivitenin kanser riskini azaltabileceğini belirtirken, haftada 150 dakika orta düzeyde egzersizin meme ve bağırsak kanseri riskini azaltabileceğini dile getirdi. Sigaranın akciğer kanserlerinin %85’inden sorumlu olduğunu, alkolün ise meme, karaciğer ve yemek borusu kanseri riskiyle ilişkili olduğunu hatırlattı.

ANTİOKSİDANLAR VE OMEGA-3 YAĞ ASİTLERİNİN ÖNEMİ

Melatonin hormonunun hücre yenilenmesini desteklediğini belirten Gündüz, antioksidanların kanser riskini azaltabileceğini söyledi. C vitamini, E vitamini, selenyum, polifenoller ve flavonoidler gibi antioksidanlar, kanser riskini azaltmada etkili olabilir. Likopen ve karotenoidler de DNA’yı koruyarak iltihaplanmayı önleyebilir. Besinler arasında bulunan domates, havuç, tatlı patates ve kırmızı biber, kanser riskini azaltabilir.

BAĞIRSAK SAĞLIĞI VE DOĞRU GIDALARIN ETKİSİ

Bağırsak sağlığının bağışıklık sistemi üzerinde büyük etkisi olduğunu ifade eden Gündüz, prebiyotik ve probiyotik zengini besinlerin tüketiminin önemine dikkat çekti. Sebzeler arasında bulunan brokoli, karnabahar, lahana ve turp, kansere neden olan maddeleri etkisiz hale getirebilir. Omega-3 zengini besinlerin, kanser hücrelerinin çoğalmasını yavaşlatabileceği belirtildi.

İŞLENMİŞ ET VE YÜKSEK ŞEKERLİ GIDALARA DİKKAT

Gündüz, işlenmiş etlerin Dünya Sağlık Örgütü tarafından kanserojen olarak sınıflandırıldığını hatırlattı. Yüksek glisemik indeksli gıdaların insülin direncini artırarak pankreas, meme ve kolorektal kanser riskini yükseltebileceğini belirtti.

SAĞLIKLI YAŞAM TARZI, KANSER RİSKİNİ AZALTABİLİR

Kanserden korunmada sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve zararlı alışkanlıklardan kaçınmanın önemini vurgulayan Gündüz, bilinçli bir yaşam tarzının kanser riskini önemli ölçüde azaltabileceğini ifade etti.

Related Posts

Havuz keyfiniz zehir olmasın! Ölümcül riskler tehdit saçıyor

Prof. Dr. Alper Şener, hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte artan havuz kullanımına dikkat çekerek, havuzun yanı sıra akarsu yataklarında serinlemeye çalışanlara da uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Şener, “Bakteriyel ve paraziter enfeksiyonlar ölümcül olabilir. Bu sularda yaşayan bazı parazitler burundan girerek beyne ulaşabiliyor” dedi.

Japon usulü yürüyüş! Tüm dünya bu yöntemi deniyor, sosyal medyada yer yerinden oynadı

Fitness çılgınlıklarının sosyal medyayı çepeçevre sardığı bu günlerde son zamanların en popüler konusu ‘Japon yürüyüşü’ oldu. Kolay, hızlı ve kan basıncını düşürmeyi vaat eden bu yöntem düzenli bir şekilde uygulanırsa hızlı sonuç veriyor. Peki nedir bu Japon yürüyüşü?

50 binde bir görülüyor: Gürcü hastanın skolyoz eğriliğini Türk hekimler iyileştirdi

Skolyoz eğriliği nedeniyle tedavisi için Gürcistan’dan Türkiye’ye gelen Juna Bakhtadze Türk hekimleri sayesine hayata tutundu. Ameliyatı gerçekleştiren Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Samet Erinç, “Hastamızın skolyoz açısının yaklaşık 110 derece olduğu tespit ettik. Bu, toplumda çok nadir görülen, 50 ila 60 binde bir diyebileceğimiz cerrahi sınıra ulaşmış bir eğriliktir. İki seans şeklinde 10-11 saatlik bir operasyonun sonucunda hastamızı ameliyat ettik. Şu anda hastamız gayet sağlıklı bir şekilde hayatını sürdürebilir. Yürümesi düzeldi, hayata yeniden dönmüş gibi oldu. Bu gibi durumlarda erken teşhis çok önemli” dedi.

Otozomal resesif ataksi hastalığı görülmüyor, anlaşılmıyor: Farkındalık artırılmalı

Otozomal resesif ataksiler, yaşamı hem fiziksel hem de sosyal yönden zorlaştırıyor. Uzmanlar, hastalık hakkında toplumsal farkındalığın azlığı ve erişilebilirlik sorunlarının genç hastaları sosyal izolasyona sürüklediğine dikkat çekiyor. Bilgilendirme, destek ve erişim politikalarının güçlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Sağlık emekçisini bayramda bedava çalıştırma formülü: ‘Emeğe yapılan açık bir haksızlık’

Sağlık çalışanlarına normal mesai tamamlanmadan yapılan bayram çalışmaları için herhangi bir ek ücret ödenmediğine dikkat çeken SAHADER Başkan Yardımcısı Filiz Aksu, “Emekçinin emeğine yapılan açık bir haksızlıktır” diye konuştu.

Kepek, dökülme, kaşıntı kabusuna son! Saç derisine detoks şart, işte yöntemi

Sağlıklı saçlar, sağlıklı bir saç derisiyle başlar. Günlük yaşamın koşuşturması, çevresel kirlilik, kullanılan ürünlerin kalıntıları ve bazen farkında olmadan yaptığımız hatalar. Hepsi saç derimizin doğal dengesini bozabiliyor. Bu dengesizlik zamanla yağlanma, kepek, kaşıntı ve hatta saç dökülmesi gibi sorunlara yol açabiliyor. Peki ne yapmalı?